CHP İl Başkanı Akar’dan Kocamaz’a Sert Sözler

CHP İl Başkanı Faruk Akar düzenlediği basın açıklamasında, Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz’a sert sözlerle yüklendi.
Basın açıklaması metni:
Değerli Basın Emekçileri;
Bugün burada ikinci kez Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Burhanettin Kocamaz’ın yapmış olduğu basın açıklamasına yönelik basını ve toplumu bilgilendirmek amacı ile bir arada bulunuyoruz. Sayın Kocamaz, geçen hafta merakla beklenen Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde geçmişe dönük ciddi yolsuzlukların olduğuna dair belgeleri açıklayacağını belirtmiş olduğu basın toplantısını nihayet yaptı. Deyim yerindeyse bir çok insanın ve kurumun ilgiyle beklediği bu basın toplantısında tam anlamıyla bir yalan haber metni ortaya çıkmıştır. Konuşulan her şeyin baştan sona düzmece veya insanların hakkı olan konularda haksızmış gibi gösterilmeye çalışılmasını ibretle ve esefle izledik. Mersin’i yönetecek olan bu zihniyeti daha önce uyarmıştık. Anlaşılan şu ki uyarılarımız dikkate alınmamış, Mersin’i kaosa sürüklemekle ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı kendini görevli ilan etmiştir.
Şöyle ki;
Mersin’de % 32 oy oranıyla iktidara geldiğini, Mersin’de % 100’ün Belediye Başkanı olacağını söyleyen Kocamaz, saçma sapan basın bülteninde Mersin’in talan edildiğini söylemiştir. Mersin’i kim talan etmiştir, neyi talan etmiştir, nasıl talan etmiştir. Elinizde belge var mıdır? Elinizde belge varsa, savcılığa intikal ettirdiniz mi? Eğer elinizde belge yoksa insanları yok yere neden suçluyorsunuz? Sürekli olarak denetim geçiren, Sayıştay kontrolünde olan Türkiye’nin en başarılı belediyelerinin başında gelen Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni önceki dönemde kötü gösterme gayretiniz nedendir? Bu Mersin Büyükşehir Belediyesi sizden önce o kadar başarılıdır ki; siz dahi vermiş olduğunuz bilboard reklamlarında Mersin’in Fuarlar ve Festivaller şehri olduğunu yazıyorsunuz. Tabii ki Mersin aynı zamanda sporun, kültürler arası diyalogun, sanatın, kardeşliğin, barışın da şehridir. Siz 20 yıllık Tarsus deneyiminizde Tarsus’u anabilecek bir ad bırakabildiniz mi? Geride bıraktığınız Tarsus’ta koca bir köyden başka ne bıraktınız? 27 Aralık’taki AKP’li yöneticilerle hem de protokolün önünde birbirine hırsız diyenler kimlerdi? Olayın bir tarafı siz değil miydiniz? Mersin’de geçmiş dönemi yargılamak için önce dönüp bir kendinize bakın. Daha şimdiye kadar sizinle ilgili bu tip konularda tek kelime dahi etmedik. Çünkü siyaseten bunları şık bulmadık. Siyasetçi eğer bir yanlış yaparsa yargı mutlaka yakasına yapışır diye düşündük ve her şeye rağmen hukuka güvendik, güvenmeye de devam ediyoruz. Hiçbir zaman sizin yaptığınız gibi aslı astarı olmayan konularla onu bunu suçlayıp, töhmet altında bırakmadık. Yaptığınız bu davranışlarla herkesin inandığı ve güvendiği bir Büyükşehir Belediye Başkanı olacakken, asılsız suçlamalarla müfteri durumuna düştüğünüzü biliyor musunuz?
40 yıla yakın süredir Belediyede emeğinin hakkıyla çalışıp, devletin yasal kuralları dahilinde yapmış olduğu sözleşmelerle almış olduğu resmi belgeli ücreti saf, çıplak bir maaşmış gibi gösterme gayretkeşliğiniz nedir? 11.300,00.-TL’nin içerisinde mesailerin, ikramiyenin, yemek yardımının, hepsinin olduğunu siz bilmiyor musunuz? Bu emekçinin işe giriş tarihinin 27.04.1978 olduğunu ve tam tamına belediyenin 36 yıllık kadrolu işçisi ve Mersin’in her yerinde alın teri olduğunu düşünmediniz mi? Bu ve bunun gibi yüksek maaş aldığını söylediğiniz 48 kişinin, hepsinin de yılların deneyimli, işine sadık, Belediye’nin sevilen, sayılan işçileri olduğunu size söylemediler mi? Bu kişilerin almış olduğu maaşları, sanki hırsızlık yapıyormuş gibi, sanki Belediye’nin parasını çalıyormuş gibi gösterirken, bunu kamuoyuna açıklarken hiç mi vicdanınız sızlamadı. Belediyenin 40 yıllık çaycısı Hasan ÖZCAN’ı basın toplantısına malzeme ederek elinize ne geçti. Dinden imandan bahsediyorsunuz, insanlara kara çalarken Allahtan korkmuyor musunuz? Eğer bu insanların, hırsızlık yaptığını ima etmeye çalışıyorsanız, açıkça hırsız deseniz daha yüreklice olmaz mı? Bu insanları topluma şikayet edeceğinize, konuyu çok daha iyi araştırıp doğru olarak bilgilenmeniz daha doğru olmaz mıydı? Adını açıkladığınız, büyük çoğunluğunun CHP ile alakası olmayan bu günahsız insanları afişe edip fişleyerek toplum içinde yargısız infaza maruz bırakıp, onların çoluk çocuğu ve bir ailesi olduğunu daha da önemlisi leke getiremeyecekleri haysiyetleri olduğunu düşünmüyor musunuz? Yoksa aile deyince siz sadece kendi ailenizi mi anlıyorsunuz.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin İl yönetiminde olup, Belediye’de çalışanları da nedense çok eksik bilgilerle ifade etmişsiniz. Öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi, Mersin’de halkın yoğun olarak teveccüh ettiği ve Mersin’de oy veren seçmenin üçte birinin tercih ettiği bir partidir. Cumhuriyet Halk Partisi’nde yönetici ya da üye olanların, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi Türkiye’nin her yerinde buldukları işte herkes gibi çalışma hakları vardır. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi alın terini döktüğü gibi karşılığını da tabii ki alacaktır. Mersin’de bu kadar yoğun halkın teveccüh ettiği bir partinin, altı yöneticisinin Mersin Belediyesi’nde çalışıyor olmasının rahatsızlığı nedir sakıncası nedir? Öyle ki; bu arkadaşlarımız, yönetici olmadan önce de Belediye’de çalışan kişilerdir. Bunların bazıları 10 yılın üzerinde çalışarak, işyerlerinde başarılarını da tescil ettirmişlerdir. Bu arkadaşlarımızın hepsi işine gücüne gittiği gibi amirlerine ve müdürlerine karşı da saygıda kusur etmemiş, yasalara aykırı davranan kişiler değildirler. Namusuyla para kazanan insanların, sizi rahatsız etmesinin nedenini anlamakta zorluk çekmekteyiz. Bu arkadaşların karşısına Cumhuriyet Halk Partisi yöneticisi yazarak, neyi amaçladınız, Partimizi mi kötülemek istiyorsunuz? Hani “Mersin’de birlik ve bütünlüğün Belediye başkanı olacağım” diyen siz değil miydiniz? Seçildiğiniz gün, üç hilalli parti amblemleriyle Mersin’e teşekkür ilan verirken, bunun yakışmadığını Mersin’de Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin bittiğini ve artık herkesin Belediye Başkanı olduğunuz konusunda sizi uyarmak zorunda kalmıştık. Uyarılarımız üzerine günler sonra bu teşekkür ilanlarındaki üç hilalleri kapatmıştınız. Yaptığınız yanlıştan dönmüştünüz.
Ancak şimdi ise yine Belediye’de çalışan insanların isimlerinin karşısına partilerini yazarak, büyük bir ayrımcılık ve partizanlık yapmıyor musunuz? Bizim partililerimizi, kendi yandaşlarınıza karşı hedef haline getirmiyor musunuz? Bu nasıl bir herkesi kucaklayıcı Belediye Başkanlığıdır? Makamınızla insanların arasına nifak tohumları attığınızın farkında mısınız? Geçmiş dönemlerdeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve diğer partilerin Büyükşehir Belediyesini yönettiği dönemlerde herhangi bir Belediye Başkanının, kendi yanında çalışan personelini partilerine göre ayırdığını söyleyebilir misiniz? Hele hele sizin gibi belediye çalışanlarının isimlerinin karşısına partilerinin adları yazılarak, bu listelerin basına dağıtıldığı bir dönem olmuş mudur, bu ne demektir? Siz bu kimliğinizle nasıl birleştirici olacaksınız?
Basın toplantısındaki kahvaltı sırasında Mersin’in önde gelen medya mensuplarının Genel Müdür veya patronlarıyla yan yana oturdunuz. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ilan ve tanıtım giderleri olarak, Mersin’deki bazı medya kuruluşlarına yüksek miktarda ödemeler yapıldığını ve bu ödemelerle Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin zarara sokulduğunu beyan ettiniz. Tüm bu ödemelerin usulsüz olduğunu, elinizde belgelerin olduğunu ve hukuki olarak hesabını soracağınızı belirttiniz. Bunlarla ilgili Savcılığa suç duyurusunda bulunup bulunmadığınızı belirtmediniz. Devletin resmi faturasını, suç unsuru olarak göstermeye çalışırken neyi amaçladığınızı medya mensupları dahi anlamakta zorluk çekmişlerdir. Yanınıza oturttuğunuz Mersin’in bu saygın medya mensuplarına, Mersin’i soyanlar muamelesi yaparken, hiç sıkılmadınız mı? Yoksa önünüze konulanları okumaktan başka yaptığınızın farkında mı değilsiniz. Siz bu ödeme yapılan kuruluşların içerisinde ulusal bazda yayın yapan televizyon kuruluşları olduğunu biliyor olmalısınız. Bunların düzenlemiş olduğu faturaların da Maliye Bakanlığı tarafından tasdikli belgeler olduğu dikkatinizi çekmiştir. Eğer faturalarla veya işin yapımıyla ilgili endişeleriniz var ise şikayet merciinin basın toplantısındaki sizi izleyenler olmayıp, direkt olarak yasal yetkili mercilere gitmeniz gerektiğini hukukçularınızın size söylemiş olması gerekirdi.
Sayın Kocamaz; her kamu kuruluşu gibi Mersin Büyükşehir Belediyesi de Basın İlan Kurumu yetkileri dahilinde ilan ve tanıtım yapma gereksinimi duymuştur. Siz de 20 yıllık Belediye Başkanlığınızda ve iki aylık Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde bunları yaptınız. Siz bunları usulsüz görüyorsanız, niçin yaptınız. İki aydır Mersin’in billboard ve köprülerini ilanlarınızda kullanıyorsunuz, bunlar içinde vermiş olduğunuz bedelleri açıklama gereksinimini niçin hissetmediniz. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Özel Kaleminin harcamaları ile ilgili de şikâyetçi olmuşsunuz. Özel kalemin bütçesi ne kadar? Ne kadar nakit teslim aldınız? Bunları medyaya açıklamaktan neden kaçındınız? 2014 yılına ait dokuz buçuk milyonluk bütçenin yedi milyona yakın kısmını teslim almadınız mı?
Sayın Kocamaz, siz Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan işçiyi, memuru, daire başkanlarını ve Belediye Başkanlarını, zannederim Tarsus’la karıştırdınız. Burada insanların, tek kuruşunun kaybolmadığı gibi herkes, bir gün koltukta otururken ve kalktığında şeffaf bir şekilde adalete ve vicdanlara hesap vereceğini bilir. Yeterince düşünülmeden hazırladığınızı düşündüğümüz bu basın bülteninde sadece Mersin Belediyesi çalışanlarını değil, Mersin’de iş yapan iş adamlarını, medya mensuplarını, bürokratlarını ve diğer kamunun denetçilerini töhmet altında bıraktınız. Meşhur sözdür, bir insan kendisi nasılsa, karşısındakini de o şekilde görürmüş. Bir an önce bu sert, bölücü, kindar tutumunuzu değiştirip, sürekli olarak emeği ile geçinen işçilerinizle de uğraşmaktan vazgeçiniz.
Ulusal medyada da görev yapan, dört basın emekçisi arkadaşımızın, bankamatikçi olarak gösterilmeye çalışılması, bu yapılırken de Belediye’ye geliyorlar, aktif görevleri yok diye yazarken, sizin dikkatinizden kaçmış olabilir, ama ekibinizin fark etmesi gerekirdi. İşe gelene iş vermek sizin göreviniz, bankamatikçi dediğiniz insana aynı zamanda işe geliyor diyorsunuz. Bu hiç de akıl sağlığı yerinde olan bir açıklama değildir. Siz de işe geliyorsunuz, siz de mi bankamatikçisiniz. Aktif göreviniz, işçinizle uğraşmak mı?
Daha önceden birçok basın mensubunu çalışmıyorlar diyerek Mersin’in çeşitli ilçelerine sürdünüz. İçlerinde hasta olanlarda vardı. Sizleri bu konuda ikaz ettik. Aynı zamanda bu basın emekçilerinin temsilcileri de sizlerle görüştü. Yaptığınız yanlıştan vazgeçmeniz konusunda uyardılar. Sürekli olarak basın mensuplarını rahatsız eden davranışları alışkanlık olarak mı yapıyorsunuz. Siz basını sindirmeye mi çalışıyorsunuz. Hepimizin gözü kulağı, sesi olan basınımıza sahip çıkmak ve gereken önemi vermek sizin öncelikli görevlerinizin arasında değil midir?
İmar İnşaat A.Ş. de çalışan Mersin Barosuna kayıtlı Av. Seren Yağlıoğlu’nu da bankamatikçi olarak göstermeye çalıştınız. Mersin Barosunun ve İmar İnşaat A.Ş.’nin başarılı avukatının her gün işine gidip geldiğini, işini layıkıyla yaptığını bilmeyen yoktur. Ayrıca Mersin Barosu Başkanı, bu başarılı avukat arkadaşımızı, bizzat yönetimiyle ziyaret ederek, başarılarını takdir etmiştir. Bu arkadaşımız, kendisine yaptığınız hakaretten dolayı Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na hakkınızda suç duyurusunda bulunarak çok haklı olarak yasal hakkını kullanmıştır. Avukat arkadaşımız, yasal hakkını kullandı diye tarafınızdan derhal iş akdine son verilmiş, gerekçe olarak da İş Kanunun ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller başlığıyla düzenlenen 25/2 madde ve fıkrası gösterilmiştir. Ne zamandan beri yasal yollara başvurmak iş akdinin feshi nedeni ve ahlak ve iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayan durum olmuştur? Siz her yasal hakkını kullanan kişiyi işten çıkaracak ya da şehirden mi süreceksiniz.
Sayın Kocamaz; Belediyenin işçisini, Büyükşehirin sınırları büyüdü diye 200 – 300 kilometre uzaklara sürüp, mevcut düzenlerinden kopararak, orada yaşamaya zorlamak dikta rejimlerinde görülen faaliyetlerdir. Hele hele insanların isimlerini açıklayarak, listede isimlerinin karşılarına mensubu olduğu partiyi yazmak, tam anlamıyla hukuksuz ve saygısız bir davranıştır. Oturduğunuz koltuk, şehrin asaletini temsil etmektedir. Daha dikkatli davranacağınızı, oradan bir şeyler kazanacağınızı umut ediyoruz.
Bu Mersin bizim, sizin ve diğer partilerin de söylediği gibi tam bir mozaiktir, herkesindir. Herkes kardeştir, herkes birbirinin hakkına rıza gösterir. Kimin hangi dili konuştuğu, hangi mezhepten olduğu, hangi etnisiteye ait olduğu, kimin hangi parti üyesi olduğu hiç kimseyi ilgilendirmediği gibi, bu yapı Mersin’imizin ayrı bir güzelliğidir.
Peki, Kırmızı Lacivert İş Hanında ve Özel İdare İş Hanında elliye yakın işyerini hukuksuz olarak boşaltmak isteminize ne demeli. Bu kiracıların hepsi de Özel İdare’nin kiracıları iken, Bütünşehir Yasası’ndan dolayı Büyükşehir Belediyesi’nin kiracısı konumuna gelmişlerdir. Buradaki kiracıların, tamamı Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne de kiralarını ödemeye devam etmektedirler. Bu insanlar, yanlarında çalışan yüzlerce kişiye ekmek sağlarken, bunları kapı dışarı etmek istemenin, bu kadar insanı işsiz güçsüz bırakmanın insani bir tarafı yoktur. Ayrıca şehirdeki her türlü kamu düzeninde sorumluluğu olanların, bu kişilere, emsal bir yer gösterilmeden kapı dışarı etme isteğini anlayamamaktayız. Orada bulunan esnafı, farklı gözle görmenin de Mersin’deki siyasal atmosferi bozacağı endişesini taşımaktayız. Burada bulunan esnafa biz tüm Mersinliler olarak haklarının verilmesini, zarara uğratılmamasını, Mersin’deki barış ve kardeşlik adına istiyoruz.
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı, ilk defa Mersin’de bir belediye başkanı için on beş günün içerisinde yaptığı yanlış açıklamalardan dolayı iki defa basın toplantısı düzenleniyor. Maaş alan sanatçılardan bahsettiniz, boş çıktı. Belediyede yolsuzluk var dediniz, boş çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 12 tane yöneticisi, işe gelmeden, yüksek maaş alıyor dediniz, boş çıktı. Gereksiz yere festivallerde sanatçılara yüksek meblağlar ödeniyor dediniz, boş çıktı. Medya mensuplarını suçladınız, aldıkları paraları usulsüz gösterdiniz, devletin resmi faturasını sahte belge gibi göstermeye çalıştınız, boş çıktı. Başarılı daire başkanlarının, kendi istekleriyle istifa ettiklerini söylediniz ama onların kendi istekleriyle istifa ettiklerine dair ortaya belge koyamadınız. Çünkü o istifa belgelerinde “başkanlık makamının isteği üzerine” diye yazıyordu. O konuda da kamuoyunu yanıltmaya çalıştınız. Bu davranışınızı ahlaklı ve iyi niyetli davranış olarak gösterebilir misiniz? Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin başarılı işçilerini partilerine göre ayırmaya kalktınız, ayrımcılık yaptınız. Parti rozetinizi çıkarıp, herkesin Belediye Başkanı olamadınız. Geldiğiniz günlerde, nerdeyse tüm park bahçeler personelini yol kenarlarında parklarda çalıştırarak, çalışıyor imajı vermeye çalıştınız, ama iki ayın içerisinde size teslim edilen o güzelim Mersin’in her yerini pislik götürmeye başladı. Geldiğinizde Belediyeciliği çok iyi bildiğinizi iddia ettiniz, ama sinekleri larva döneminde yok edemediniz. Şimdi o sinekler, uçar döneme geldi, sinekle mücadeleyi de kaçırdınız. Bu yıl bütün Mersinliler hem de Bütünşehirde, Anamur’dan Yenice sınırına kadar sizin zamanında başlatmadığınız sinekle mücadele yüzünden büyük bir tehlikeyle karşı karşıyalar. Umarız, yıllar önce kaybolan sıtma sizin sayenizde tekrar Mersin’i teslim almaz.
Sendikalı işçilerimizin arasına nifak sokup, sendika değişimine zorlayanlara göz yumdunuz. Sendika Başkanının, feryatlarını dikkate almamakta ısrar ediyor, işi biten taşeronların yanlarında çalışan işçilerin, iş akitlerini feshedip, işten çıkartıyor, kapı önüne koyuyorsunuz. Diğer taraftan, birçok insandan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde işe girmek için dilekçe topluyorsunuz. Seçimlerde hiç kimseyi işinden etmeyeceğinizi söylemenize rağmen daha seçimlerin üzerinden iki ay geçmeden verdiğiniz sözlerin hepsini unuttunuz. Mersin’i hızla bir kargaşaya götürdüğünüzün farkında mısınız?
Sayın Kocamaz, yıllardır Mersin’de tüm partililer, kardeşlik duyguları içerisinde iç içe yaşarlar. Birbirlerine saygıda kusur etmezler. Bunu Sayın Hamit Tuna’ya , Sayın Fazıl Türk’e, Sayın İbrahim GENÇ’e, Sayın Uğur YILDIRIM’a ve Sayın Macit ÖZCAN’a sorarak, öğrenebilirsiniz. Tabii ki böyle bir amaca yönelik gayretiniz varsa. Görünen o ki; Türkiye’de AKP’nin ülkeyi hızla uçuruma götürdüğü bir dönemde partiler daha üst bir yapıda bütün halkın kendini temsil edebilecek bir Cumhurbaşkanı ismi üzerinde uzlaşı ararken, ülkenin doğusunu ve batısını içine düşmüş olduğu bu çıkmazdan kurtarmak, bir araya getirme telaşındayken yaptıklarınızı doğru görmüyoruz. Sadece bir kişinin egolarını tatmin için aslı astarı olmayan, sokak dedikodularıyla toplumu yormak, karıştırmak amaçlı olduğunu düşünüyoruz. Bulunduğunuz makam, sürekli şikayet makamı değildir. Artık yapmak istediğiniz işleri, hayata geçirmenizi bekliyoruz. Projelerinizde icra edeceğinizi deklare ettiğiniz uçaklarınız, gemileriniz nerede kaldı? Tabii ki muhalefet partisi olarak takipçiniz olacağız. İyi yaptıklarınıza teşekkür edecek, yanlış yaptıklarınızı eleştireceğiz. Şu geçen iki aylık sürenin içerisinde size teşekkür etmemizi gerektirecek tek bir iş yapmadığınız gibi, bu eleştirilerimizin de çok hafif olduğunu da bilmenizde fayda görüyoruz.
Teslim aldığınız şehir, her şeyiyle emsallerinin içerisinde en iyi donanıma sahip, Türkiye’nin en borçsuz belediyelerinin başında gelmektedir. Ağlamayı bırakacak, iş üreteceksiniz. Mersin halkının, size vermiş olduğu oyları, helal ettirmeye yönelik gayret sarf etmelisiniz. Bu tutumunuzla Mersin’i de Tarsus’taki kötü belediyecilik döneminize benzeteceğinizin endişesi içerisindeyiz.
Sayın Basın Mensupları; burada yapmış olduğumuz basın açıklamasını Mersin’de yaşayanlar ve Mersin için zaruri olduğunu, bölgemizin çok acil üzerinde durması ve hepimizin hassasiyet göstermesi gereken, Nükleer Santral, Termik Santraller, Çimento Fabrikaları, Sülfürik Asit Fabrikası, Kimyasal Atıkları Bertaraf Fabrikası ve Mersin Limanının iş kapasitesinin İskenderun Limanına kaydırılması gibi önemli konuların olduğu bir dönemde, bunlara ilaveten Mersin Balıkçı Barınağının kaldırılarak yerine Mersin Limanı içerisinde farklı şekilde kentin dokusunu bozacak, Cruise gemileri için iskele amaçlı bozulma tehlikesi varken açıklama yapmamızın yaşamsal önemi oldukça büyüktür. Bir şekilde Belediye Başkanımıza yol gösterici olmaya çalışırken, diğer taraftan da kentimizin dokusuna zarar gelmemesi için uğraşı içerisinde olduğumuzun bilinmesini istedik. Bu duygularımıza ortak olduğunuzdan dolayı burada bizlerle beraber olarak fikirlerimizi ve görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşılması konusundaki duyarlılığınıza teşekkür ediyor, saygılar sunuyoruz.
Faruk M. AKAR
İl Başkanı