Za Zdorovie..!
ZA ZDOROVİE..!
Aslında bir futbol maçı izliyoruz..
Obama tehlikeli şutlar atıyor ama kalede Putin var. Türkiye ” GAZA ” geldi çift daldı.. Yerinde bir müdahale olsa da bakalım hakemin kararı ne olacak?
Golü atan kazanır. Şampiyonluk kupası : Ortadoğu..!
” Aslansın, kaplansın, hiçbir şeyden çekinme, arkanda biz varız ” diyenler çoğalmaya başladı. Dedim ya ” GAZA ” gelmemekte fayda var. İki teknik direktör de bölgedeki en iyi adamlarını sürüyorlar sahaya. ABD, Türkiye’yi, Rusya ise Suriye’yi.. Kartın rengi ne olur ya da kart olur mu olmaz mı bunu zaman gösterecek.Bu yüzden söz konusu dış politika olunca erkenden konuşmayı da yazmayı da sevmem. Çünkü dış politikada yaşanan kaoslarda çerçevenin belirlenmesi ve resmin netleşmesi zaman alır. Stratejik hamlelerin maksimum olduğu bir sürece girdik ve futbol maçı yerini satranç müsabakasına bıraktı diyebilirim.
Rusya, tavrını hızlı ve net koymaya çalışırken kendisinin de içinden çıkamadığı bir çok noktaya geldi. Hava sahasını kapatması, üniversitelerarası işbirliklerin kesilmesi, ANEL elektiriğin stat projesi iptali ve Rusya Başbakan Yardımcısı Igor Shuvalov, “Rusya Türkiye’den sebze, meyve ve zirai ürün ithalatını yasaklayacak. Şu anda Türkiye’den sanayi ürünlerinin ithalatını yasaklamaktan kaçınıyoruz. Rusya gerekli olursa Türkiye’ye yaptırımları genişletebilir” demeci ve diğerleri.. Aynı Rusya, hemen arkasına ekliyor; dört üründen vazgeçmiyoruz; limon, fındık, kırmızı et ve balık..!
Diğer taraftan bu gerginliği fırsat bilen NATO, Karadağ‘ı 29.üye olmak için davet etti. Bunun yanı sıra Obama; ” Türkiye’yi, haklı buluyorum”; Merkel; “her ülkenin kendi topraklarını koruma hakkı vardır”; Cameron, Parlamento’nun alt kanadı olan Avam Kamarası’ndaki oturumda yaptığı konuşmada ”biz kendi hava sahamızı savunuyorsak, Türkiye’nin kendi hava sahasını koruma hakkına da saygı göstermemiz gerektiğini düşünüyorum”; Hollande , “Türkiye’nin egemenlik hakkını savunmasını desteklediğini ifade” ettiler.
Daha düne kadar ülkemizi paylaşan bu emperyalist devletler, bugün hava sahamızın bağımsızlığını savunur oldular. Ne kadar ilginç! ve düşündürücü..!
Bu yüzden derim ki; dış politika anlık sürecin dinamiği ve tarihin tecrübeleriyle yapılmalıdır.
Türkiye’nin iddiası; Rusya’ya ait bir savaş uçağının sınırımızı ihlal etmesi, uyarıyı dikkate almaması ve bu savaş uçaklarının Türkmen bölgesini, oradaki sivilleri ateş altına alması.
Rusya’nın savunması ise; SU-24 savaş uçağının sağ kurtulan pilotu Konstantin Murakhtin’in ısrarla tekrarladığı “Biz Türk Hava Kuvvetleri’nin uyarısını duymadık” ve Rusya’nın Türkmenlere değil, IŞİD bölgelerine ve noktalarına operasyon düzenlediğine dair söylemleri.
Bu krizin en büyük ekonomik zararını Tükiye yaşayacak. Bundan tam 1 yıl önce İki ülke arasında 35 milyar dolarlık ticaret hacminin 2020 yılına kadar 100 milyar dolara çıkarılması hedefi Cumhurbaşkanlığı sarayında görüşülmüştü. Bir yıl sonra gelinen nokta; savaş çanları ve ambargolar…!
Akıllara şu sorular geliyor, ABD ,NATO ve emperyalist diğer devletlerin gazıyla Rusya’yı diplomatik ve ticari olarak bu denli karşımıza almak söz konusu yaptırımlara değecek mi?
Rusya ile olan ticari politikamız göz önünde bulundurulduğunda,bugün Türkiye’ye destek veren devletler bu kaostan doğacak zararların en aza indirgemesi hususunda ülkemizin lehine ne gibi hamlelerde bulunacaklar?
Tabiiki her zaman olduğu gibi kendi kaderimizle başbaşa olacağız.! Kurtuluş Savaşında kendi kaderini yazan bir milletin ruhunu tutarsız iç ve dış politikalarla dejenere ederek emperyalistlerin piyonu haline getirdiler..Bunu ben değil, tarih ve belgeler söylüyor..!
Eski tarihli ” Şefin Mönüsü: Ortadoğu” adlı yazımda dediğim gibi “Emperyalistlerin yediği lokmalar boğazlarında daha rahat geçsin diye zaman zaman onlara cazip bir içecek haline geliyoruz..”
O zaman; za zdorovie..!
Metehan ÖZKÜN
metehanozkun@gmail.com
ozkun.m@hotmail.com
2.12.2015